24 Şubat 2015 Salı

"sorun deli gibi bağıran adamdı."

Günün haberlerinden seçmeler:

"Mecidiyeköy'deki rezidans inşaatında bir işçi hayatını kaybetti. Olay yerine ambulanstan önce TOMA geldi."

"Malatya'da iki F-16 düştü. İki F-4 uçağının enkazına ulaşıldı, 4 pilot şehit oldu"

Devlet Bahçeli'den Necdet Özel'e: "Senin için vatan nedir? Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın?"

"Şakran Çocuk Cezaevi'nde çocuk mahkûmların birbirlerine işkence yaptıkları ortaya çıktı."

falan filan...

Kendimi günlerdir kitaplara verdiğimi yazmıştım. 11 günde 5 kitap (227+406+572+218+264) bitirdim, bugün başladığım kitabın (şimdilik) 140. sayfasındayım ve aylardır hissetmediğim kadar iyi hissediyorum.

Bu ülke bizi mahvediyor, bir çamurun içine çekiyor, bir mutsuzluk çukuruna hapsediyor.
Gülmek için elimizde ne varsa alıyor bir şekilde.

5 insan daha gitti.
Demek ki bu 5 insanı koruyacak önlem alınmadı, aldırılmadı.
Siyasiler kavga etmeye devam ediyor, kimsenin halkın iyiliğini istediğini sanmıyorum ya da çok azı istiyor.
Ben bu huzursuzluğa katlanamıyorum.

Sonra kendimi basit, sürükleyici, mümkünse eğlenceli kitapların içine bırakıyorum.

Ve Resimli Türkçe Edebiyat Takviminde Barış Bıçakçı öyküsü başladı diye kendimi teselli ediyorum. (Barış Bıçakçı'ya zaafım var, net)
Huzur kitaplarda!




Hiç yorum yok: