31 Ekim 2015 Cumartesi

""şunu avucuna neden almazsın" (15 Ekim 2015)


"o konuda tecrübeliydim" (14 Ekim 2015)


"olduğu yerden alır yüceltir" (13 Ekim 2015)


"aynı şeyi düşünmekten aşınır akıl" (12 Ekim 2015)

"böylece ürküntümden sıyrıldım" (11 Ekim 2015)

üntümden sıyrıldım

"böyle yazmış yazımızı ulu tanrı" (10 Ekim 2015)


"dün gibi aklımda" (9 Ekim 2015)


"alacağım tabii, alacağım" (8 Ekim 2015)


"soğuk suyu yüzüne çarptı" (7 Ekim 2015)


"beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar" (6 Ekim 2015)

"yetişme zaten" (5 Ekim 2015)

"uzadıkça kısalan şey? Hayat" (4 Ekim 2015)


"cumartesi ya, herkes dışarıdadır şimdi" (3 Ekim 2015)


"anlatmak uzun sürecekti" (2 Ekim 2015)


2 Ekim 2015 Cuma

"samimi bir tekinsizlik vardı" (1 Ekim 2015)

Bazı hallerimden tedirgin oluyorum. İnsan kendinden korkar mı, korkuyorum. Durup içime bakacak gücüm de yok açıkçası. "Akışına bırak" diyor, tesadüfen okuduğum her şey; ama ürkeğim biraz hâlâ.
Şaşırıyorum da.

Saçma da gelecek; ama keşke Feridun Düzağaç'ı tanısaydım, tanışsaydık yani, ona anlatsaydım, şöyle şöyle yap deseydi bana bütün Fe Abiliğiyle diyorum.

Sonra işte ya kitaplara ya şarkılara tutunuyorum.
İyi ki sözcükler var.