16 Kasım 2008 Pazar

Kaç! - Geç! - Sus!

Adam bıkkındı, mutsuzdu, hevessizdi. Her halinden belliydi kalmaya karşı isteksizliği... Zaman zaman öfke patlamalarına şahit oluyordum. Yapılacak bir şeyler vardı onun için, ama yapabilecek olan ben değildim. Biraz keyif katabilirdim belki gününe; ama çok kendime dönüktüm, kendimi zor tutuyordum ayakta. İstemedim, uğraşmadım...
Ve bir gün sordu (Oysa hep ben sorardım, anlatırdı), içimi çekip alırcasına:
"Hayattan umudun nedir Tuğba? Beklentin nedir gelecekten?"

Kaçamadım...
Geçiştiremedim...
İtiraf ettim...

Dinledi uzun uzun, benim kendime inandırdıklarımı.
Sigarasına uzandı
ve gitti...


Çok sonraları daha iyi gördüm onu, daha sakindi.
Sadece biteceği günü bekliyordu.
İsteksiz, hevessiz, mutsuz
ve yalnız...

Hiç yorum yok: