22 Mayıs 2011 Pazar

....... için iftar vakti

Düşünüyorum da, dokunup geçtiğimiz insanların koca koca hayatları var ve ben o hayatların içinde en çok, büyük acıları olana değil, aşka değ(e)meden yaşayıp gidene üzülüyorum... İçinde edebiyat olsun olmasın...

*"Aşk ile edebiyat arasında kendince bir ilişki kurmuştu Hasan da, diğer bütün kahramanlar gibi. önce aşkını (büyük) göstermek için başvurmuştu edebiyata. Duygularını abartan birkaç şiir, sabahları derse girmeden önce Pervin'in eline tutuşturduğu özlem, pişmanlık, kızgınlık mektupları, ünlü edebiyatçıları aşkının sözcüsü yapan alıntılar... Sonunda da karşılıksız aşkından aarta kalanın süslü tasviri. Yazdığı her şeyi çok seviyordu, belki Pervin'den de çok. Aşk ile edebiyat arasında bir tercih yapmış ve kendisini seçmişti."

Bir de benim gibi aşka, edebiyata, kendisine bolca değmiş ve sessizlik dönemine geçmiş olanlar var. Heyecanı az, beklentisi çok arkadaşlıkla flört arası ilişkilerle yetinmek durumunda kalanlar.
Onların durumu daha da zor; ne zaman okunacağı belli olmayan iftarı beklemek gibi!

*Barış Bıçakçı
Herkes herkesle dostmuş gibi...
2009

Hiç yorum yok: