22 Şubat 2009 Pazar

Haberin olsun!




Yazdıklarımı bilmiyorsun. Beni bilmediğin gibi... Bildiğin bir şeyler var; ama ne bildiğinden tam olarak emin olamıyorsun, ne yazık...

Öyle dalgalı ki denizim, öyle çok rüzgarı var ki yapraklarımın, bazen ben de bilemiyorum bildiklerimi...

Şimdi sen bunu okumuyorsun ya, gözlerimi okuyacaksın daha sonra. Ne zaman sonra? Onu zaman gösterecek. Okumak iyidir, göreceksin...

İki arada bir deredeyim şimdi. Suyu buz gibi, üşüyorum sanırım biraz. Daha kalırsam buz tutacak gülüşlerim biliyorum... Sen bilmiyorsun, bilmek istemeyeceksin...

O, sen değilsin zaten, ne hükümdar ne şahsın; sade bir tatsın sen hayattan. İsminin karşılığı yok sözlüğümde. Henüz... Belki hiç olmayacaksın...

Bir yerde yetmeyecek kırptığın gözlerin, yetmeyecek şımarıklığın... Bir yerde "daha buraya gelmem" ben diyeceğim biliyorum, "bir dakika" bile istemeyeceğim senden, o kadar yani, düşün...

Yazacağım...
Vazgeçe...

Hiç yorum yok: