24 Aralık 2008 Çarşamba

Karlı bir Ankara gecesinde...




Karlı Ankara...
Görüntü çok net değil; ama sesi yetiyor...

Kar sesini bilir misin sen? İçine yağan sessizlik gibidir. Birazcık huzur, birazcık bekleyiş, bazen biraz sancı...
Kar, Ankara gibidir.
Bazen çok soğuk, bazen yumuşacık. Kalbin de öyle değil mi zaten?
Sen de biraz Ankara gibisin, sert; ama tatlı...

***********************************************

Tunalı'ya insek şimdi mesela, yürüsek Kuğulu'da, uyuyan kuğuları seyretsek, üşümemelerine şaşırsak.
Kavakların ince dallarına baksak, nasıl taşıyorlar onca yükü diye düşüncelere dalsak... (Dönüp içimize baksak nasıl taşıyoruz bunca sevmeyi içimizde?)
Hatta çıksak Seğmenler'e, kaysak kocaman siyah çöp torbaları ile.
Telaşsız hızlarımız olsa geceyi kesip atan. Zaten gökyüzü de renkli bu gece...

Kocaman bir sıcak çikolata içsek, sıcacık sıcacık. Kakaolu çizgiler bıraksa gülüşlerimiz yüzümüzde.

Kırmızıya çalarsa ellerimiz soğuktan, bil ki izidir keyfimizin...

Hiç yorum yok: