26 Mayıs 2008 Pazartesi

ben bu havayı solumam!



Anladım bu inanışları
İçini arıtmakmış derdin
Sorumluluğu insanlığa yükleyerek
Kendini aklıyormuşsun meğer
Meğer senmişsin suçlu
Meğer çirkinmişsin
Yalanlar, sahtelere karışırken
Sözcükler kağıtlarda boğulurken
Anlamlar anlamı taşıyamaz olduğunda
Her şey bir gösteri silsilesinden ibaretmiş
Gösterdikçe binbir çeşitte
Saklamışsın kendine aslını.
Yine de güzel kazandı işte
İyi-güzel-kötü-çirkin
Ne fark eder bundan sonra
Farkında olduktan sonra
Uyan!
Bu oyunun tek seyircisi sensin
Oyun olmaktan çıkardım ben durumu
Gerisi zaten gelip geçen
Gerisi zaten delip geçen
Kendi yarattığınız pis havayı soluyorsunuz…

(Mart 2008)

******************************************

Soldunuz soludunuz
Yine nefes olduğunuz bir pisliğin dönüşümüne
Yine yapış yapış oldunuz tenimde
Silkindikçe gitmeyen
Yıkandıkça geçmeyen…
Oysa nasıl alışıktım
Nasıl da muhtaç.
Hani sen de çok düşkündün duruma
Pek hoşuna gitmişti yaşananlar
Ah o riya ne kadar da bariz
Gözlerinde
Her bakışını zihnime kazıdığım

Elim kaleme gitmiyorsa şimdi
Sözcük dilime gelmiyorsa
Kahretsin!
İçimi çürüttünüz…

Silkinip kendimi avuttuğum o duygu sömürüsünden
Vurduysam kendimi bu şehrin sevdiğim köşesine
Bakma sen;
Aklımda hala, bir acı gün fotoğrafının
Artık gülümseten anısı…
Bakma sen kin tutarım aslında ben
Bakma,
Nasılsa umurunda değil
Yangına attığın bu beden…

(Mayıs 2008)

Hiç yorum yok: