12 Temmuz 2015 Pazar

8 Temmuz 2015 Çarşamba

"idare edeyim dedim, yataklara düştüm"

ilk pasaport uygulaması 1796 yılında yapılmış, bazen düşünüyorum, hiç sınır olmasaydı dünya nasıl olurdu diye.


7 Temmuz 2015 Salı

"Eşyalarıma isim vermek huyum vardır efendim"


Bazen bir yazarın/şairin yazdığı tek bir cümle yakalar seni. Hiç tanımadığın, hiç bilmediğin biri senin duygularını anlatmıştır.
O kadar aynıyız ki aslında.


5 Temmuz 2015 Pazar

"temmuzun başıydı, hava henüz kararmamıştı"

1981
1982(1)-1983(2)-1984(3)-1985(4)-1986(5)
1987(6)-1988(7)-1989(8)-1990(9)-1991(10)
1992(11)-1993(12)-1994(13)-1995(14)-1996(15)
1997(16)-1998(17)-1999(18)-2000(19)-2001(20)
2002(21)-2003(22)-2004(23)-2005(24)-2006(25)
2007(26)-2008(27)-2009(28)-2010(29)-2011(30)
2012(31)-2013(32)-2014(33)-2015(34)

Yaş tartışmasına mahal vermemek için saydım, yazdım :)
34'üncü yaş günüm.
Kendimi ne yaşlanmış ne de eksik hissediyorum.
Doğum günümden önceki günler hâlâ kutlama vesilesiyle görüşeceğim arkadaşlarımı göreceğim için ve alacağım hediyeler için heyecanlanarak geçiyor.
(Hediye vermeyi de almayı da seviyorum, o yüzden ne önemi var falan diyemeyeceğim; ama hediyenin ne olduğunun önemi yok, o ayrı)
Tabii ki sevgilim olsa mutlu olurdum; ama dert de getirebilirdi diye çok takmıyorum. Ailem, arkadaşlarım, dostlarım yanımda oluyor hep bir şekilde.
Buna yavaş yavaş yeğenler de ekleniyor :) Mutlu oluyorum. "Ay keşke kendi çocuklarım da olsaydı" gibi bir tedirginliğim yok. "35 oldun neredeyse" sözleri de ondan herhalde, basit bir cümle gibi geliyor, gerekli kaygı seviyesine ulaşmıyor.
Yaşım beni üzmüyor da korkutmuyor da.
Bunun biraz toplumsal bir durum olduğunu düşünüyorum zaten. Dünyaya sadece üremiş olmak için gelmiş olsak sanat diye bir şey olmazdı. Zevk için yaşanan hiçbir şey olmazdı.
Sonuç olarak; evet 34 yaşımdayım, evet bekarım, evet çocuğum yok ve hayır yaşlandığımı düşünmüyorum.
Çok güzel bir çağdayım ve hayat bu yaşlarda çok eğlenceli. Kimsenin bu ruh halimi bozmasına izin vermeyeceğim.



4 Temmuz 2015 Cumartesi

"inanır mısınız ben de bilmiyorum"


30lu yaşların güzelliği diye bir şey var.
Mesela bu sabah anneme "şuraya dövme yaptıracağım" diye gösterdiğimde "evlatlıktan reddederim" yerine, "lütfen yaptırma, beni seviyorsan yaptırma" gibi daha yumuşak ikna tonlarına geçti.
Bir yerden sonra annem yavaş yavaş kabul ediyor olabilir bu bedenin bana ait olduğunu ya da artık bir yere kadar müdahale edebileceğini.
Devlet ve onu yönetenler de öğrenir inşallah zamanla.


"o günleri hatırlamak istemem"


1 Temmuz 2015 Çarşamba

"devam edeceklerdi inadına"


Bitmeyen yağmurlardan sonra ilk kez bugün tam anlamıyla yaz gelmiş gibi sabah başladı parlamaya güneş ve akşama kadar devam etti. Gölgede otururken bile üşümedik. Bugün kendimi yaz gelmiş diye iyi hissettim. Hem de uykusuzluğuma rağmen. Gerçi uykusuzluğa da gece çok eğlendiğim bir sohbet vesile olduğu için keyfim ondan da yerinde olabilirdi. Neyse sonuçta uzun zaman sonra tepede dolunay varken hem de kendimi gerçekten iyi hissettim. Darısı yazın geri kalanına.

#maşallah


"ne sihirli kelimeydi"

İlk Harry Potter'ın üzerinden bile 18 (1997) yıl geçmiş, bize 2000'de geldi yanılmıyorsam. Okuduğumuz kitapların üzerinden bunca zaman geçtikten sonra onlar eskimediğine göre biz neden yaşlanıyor oluyoruz anlamıyorum. Saçma yani.