17 Ağustos 2009 Pazartesi

Ters Şeyler Bunlar...

Ne anlatayım?

"İkoncan"lar mekanı Alaçatı'da yaptığım güzel tatili mi? Duymazdan ve görmezden gelmeye çalıştığım; ama kaçamadıkça küfürler saydırdığım haberleri mi? İçimi saran tez sıkıntısını mı? Sevdiğim arkadaşlarımın düğün heyecanını mı?

Neyi anlatayım?

Gidemediğim ama yüzümü güldüren Fenerbahçe maçlarını mı? Yemek isteyip isteyip de kendimi durdurduğum çikolataları mı? İradenin gururunu mu, direnişin yoruşunu mu? Okumak isteyip de biriktirmekle yetindiğim kitapları mı?

Nasıl anlatayım uykusuzluğumu?

Kendime sakladığım, bahaneler uydurduğum, özleme değil meraklanmaya yorduğum, "anlatıp da içimde büyütmeyeceğim" diye sustuğum, günlüğüme yazıp yazmamakta kararsız kaldığım, uyanıp hatırladığım, yerken hatırladığım, yürürken hatırladığım, dururken hatırladığım, durup dururken tıkandığım, ağlamadığım, ağlamadığım, ağlamaklı olduğum anları...

Nasıl anlatayım ki çaresizliğimi?
İşte Ümit Yaşar
İşte Werther

İşte şiirler...

"Aykırı anlamlar arayıp durma
güz biter sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur cellat olur her gece"

Hiç yorum yok: