26 Kasım 2013 Salı

pilav


Ara sıra cinsiyetçi olmayan küfürler ediyorum; ama hiç ah etmiyorum.
Tek sana ah etmiyorum, en çok sana inandım, en çok sen kırdın; ama yine sana kıyamadım.
Sen bana nasıl kıydınsa?
İnanmakta saflık etmişim.
Olsun.
Neyse.
Pilav çok kritik bi aşama. Neredeyse 1, 5 sene oldu, yemiyorum. Pilavı bıraktım.
Ara sıra çatalın ucuyla bi iki, o kadar.
Oysa ne çok severdim pilavını.
Gözlerim bulanıyor yine.
Kontrolüm Ocakta.
İki kontrol arası iyileştiririm kendimi dedim, olmadı.
Üzülmemem lazım. Deniyorum. Bazen oluyor. Hep olmuyor.
Doktor olmamış diyecek, geçmemiş, ilaca başlayalım.
Tamam diyeceğim. Doktorlara hiç hayır demem ben, hep tamam derim.
Kafam bozuk benim, bozulmuş.
Benimki bozuk da seninki değil, mümkün değil. Senin de başka türlü bozuk.
Bozdu bu hayat bizi.
Bi umuttu aşk.
Sinsiymiş, hasta etti hep.
Özellikle sol gözüm, o bulanınca daha çok üzülüyorum.
Çoğunlukla ağlıyorum.
Ne çok ağlıyorum.
Ne çok.