14 Mart 2016 Pazartesi

Daha var...


Ne zaman öleceğimiz elbette belli değil; ama bu ülkede her an bir tehditle burun burunayız.

Bu gün de "biraz daha otur, beraber kalkarız" cümlesi sayesinde hayattayım. Belki de "kapanmadan Dost'a uğrayım" der, durağa hemen gitmez yine yaşardım. Belki kendimi refleksle yere atar, yaralı kurtulurdum. Belki "otobüs beklemeyeyim" der, dolmuşa yönelir, yine ucuz atlatırdım.

Böyle ölmekten korkuyorum, daha gencim, öyle hissediyorum, biraz yaşlanmak istiyorum.
Allah ölümün de güzelini versin istiyorum.
Annem, ablam, sevdiklerim üzülür, bana bir şey olmasın istiyorum.

Daha göreceğim yerler, izleyeceğim konserler, oyunlar, filmler var. Bebekler var, seveceğim. Kitaplar var, okuyacağım. Şarkılar var, bağıra bağıra söyleyeceğim. Yollar var, yürüyeceğim. Tanışmak istediğim insanlar, sarılmak istediğim özlediklerim var.
Daha çok güleceğim ben, öyle tahmin ediyorum, çevremde güldüren insanlar var.

Ağlarım da muhtemelen, zaten duygusal bir tipim; ama artık romantik filmlerde falan ağlayım istiyorum.

Misal çok güzel güdülendim, kilo veriyorum, 35 yaşıma ince gireceğim, daha sağlıklı ve dinç olacağım diyorum. Şimdi niye yarım kalsın bu hayalim?
Gerçekleştireceğim.

Tezimi bitireceğim, dil puanı alıp yurt dışı görevine başvuracağım.

Daha dur yeniden aşık olacağım ya!
Seveceğim, sevileceğim, gözüm bir şeyi görmeyecek hale geleceğim.

Hayatta kalma kaygısı şu ara hissetmem gereken en son şey.
Daha var, yaşayacak çok şey var...

#ankara

Hiç yorum yok: