30 Aralık 2015 Çarşamba

"siz anlayacağınızı anlayın" (30 Aralık 2015)


Bir gün kitap yazacak olursam, "heves nedir, nasıl kursakta bırakılır" diye başlık atacağım.
Çok kalın olacağı için bazıları okumayacak bile.
O kadar yani.

14 Aralık 2015 Pazartesi

"en derin sevgilerimle"

Bugün yine göndermeyeceğim/ vermeyeceğim bir mektup yazdım. Aklımda. Her şeyi söyledim, çok soru sordum, hatta yazıp yazıp sildim.
Sonuna "en derin sevgilerimle" yazdım.
Kelimenin anlamına denk gelecek şekilde, öylesine değil.
Sonra aklımdaki kalemi bırakıp aklımdaki uzaklara daldım, acaba anlar mıydı o "en derin sevgilerimle"nin gerçek derinliğini.
Tereddüt ettim.
Kendi sevginden bu kadar eminken, karşı tarafın bunu anlayacağından ya da ne kadarını anlayacağından şüphe ediyor olmak çok kötü.
"Madem onun duygu durumundan ve duygusal tepkilerinden emin değilim neden böylesine derin bir sevgi hissediyorum ki" diye kendime kızdım sonra. Kızmakla da olmuyor elbette.

Sonra bıraktım kalemi kağıdı, yazmanın verdiği rahatlıkla yürümeye devam ettim.
Hava çok soğuk, ellerim hep üşüyor, yanaklarımı da ayaz kesti.
İçi yansa da üşüyor insan.
Sevince insanın içi ısınmıyor, onun için sevilmek gerek.

"yapamadım, yavaşça bıraktım" (14 Aralık 2015)


13 Aralık 2015 Pazar

"bir hiçliğe düşmekten son anda da olsa kurtulabileceğime inanırım" (13 Aralık 2015)


"bir şeyi silkelerken sen de mutlaka silkeleneceksin der gibi" (12 Aralık 2015)


"ötekilerin sesi başkaydı" (11 Aralık 2015)




Dünya dağlar günü kalp ben :)

"işi her zaman büyük tutmalı" (10 Aralık 2015)

"hiçbir şey anlamıyorum" (9 Aralık 2015)


"ikincisine güzel bir sebep bulamadı" (8 Aralık 2015)

"henüz güzel şaşırma yaşındaydı o, hoyratlaşacak kadar büyümemişti" (7 Aralık 2015)


"kara iklimin göğü uzak yıldızlarla doluydu" (6 Aralık 2015)