23 Nisan 2014 Çarşamba

hayatındalık


İnsanların hayatlarına giren güzel insanların değerini bilmemesine şaşırıyorum.

Benim hayatıma 2007 senesinde girdi mesela öyle biri. Önceleri doğal olarak çok uzaktı, sonra elbette seviyeli bir uzaklık oldu. Şimdi sanırım uzak değiliz. Sevdiğimi birebir söyleyebildiğim birine uzak diyemem bence.
Öyle güzel bir insan ki, uzak olsa üzülürdüm.

Biz iyi kötü birçok şey yaşadık, çok anlattık, çok dinledik, çok okuduk.
Bunları yaşarken "biz yaşadık" diyebileceğim bir duruma zor koşullardan geçerek ulaştık.
Bu dönemde bana "vefakar" dediler, "inatçı" dediler, (bazısına anlamsız gelecek belki) "cesur" dediler. Ben bana bir şey desinler diye düşünmedim hiç. Genelde severken şunu desinler, bunu desinler diye düşünmem zaten.
Severim, o da dosdoğru bir eyleme yönlendirir beni.
Severim ve giderim o duygunun peşinden.
Kör değil, bilinçsiz değil.
Bile bile, seve seve.

Severken aklım gitmez yani benim, hatta farkındalığım artar.
Ki bence bu güzel bir şey.

Öyle sevdiğim bu adamın koskoca hayatının yaklaşık 7 senesine denk geldim.
Bu, çok güzel bir şey.
Birinin hayatına girmek ve geçip gitmek yerine, oralarda bir yerlerde kalabilmek.

Oralarda bir yerlerdeyim. O, buralarda bir yerlerde.
Artık (çok şükür) sarılabileceğim kadar yakında.
Hayatında olmak demek bu olsa gerek.

İyi ki var.
İyi ki.

7 Nisan 2014 Pazartesi

geçer

Acısı geçer,
Sızısı geçer,
"Meta"sı geçer,
Hevesi geçer,

Herkesin aklından bin bir soru geçer

Bazen en uçta olduğun noktada aklın vazgeçer
(hayret)

Her şey geçiyor nasılsa
Sarılıp uyumak yeter