10 Kasım 2012 Cumartesi

ardından...


“Ben o yılların macerasından geldim.
Barut, toz ve ihtilaldi hepten.
Dolaklı hilal bıyıklı süvarilerle,
Hüzünlü marşlar söyleyerekten
Bir davul zurna, bir üçlü, bir bayrak.
Saf çelik kılıçlar ata yadigarı
Yorgun söğütler, mahzun yollar, kağnılar
Göğsü tekmil döğmeli bir zabitin ardından
Bir yıldızlı tan yerine at sürerekten.

Derdini bilemedik,
Dermanın olamadık Gazi Paşa,
Sana hasretimiz cân-ü yürekten.
Artık bir özge tarih oldu yaşadığımız;
Bozkırdan, mavzerden, kandan ve sesten,
Namlular elpençe, süngüler pusuda,
Kalpağın, dolgun bıyıkların, kırbacın
Bir sen kaldın, bir vatan kaldı, bir koşu
Bir macera kaldı dillere destan,
Bir gök kaldı mavi, bir kitap yeşil.
Gayri bundan geri bana ağlamak yaraşır.
Temmuzda bir serçe kalkar Sakarya’dan
Ağustosta kartal döner.
Günler uzar hasretle dışımızdan, içimizden
Bir kudretli kumandadır bakışın Paşam,
Geceler içinde patırtılarla yanar
Ağlamak ne kelime ki bizlere,
Ankara’dan gelir geçer trenim,
Bir gün olur elbet ben de binerim,
Varır toprağına yüzüm sürerim
Biz vatan çocukları. Gazi Paşam,
Dilimiz takılı kaldı;
Diyemedik
Boynumuz bükülü kaldı;
Doyamadık”


Yine Turgut Uyar şiiriyle anıyorum Atamı. Sabahki resmi törene gitmedim, üzerinde üniforma olanlar yerine, elinde bayrak olanlar ile öğleden sonra gideyim dedim. Hatta hafta içi bir öğle arası gidip, sakinken bile gezebilirim. Epeydir kitaplığına bakmayı düşünüyordum zaten. 3-4 sene oldu herhalde kitaplarının olduğu kısmı gezmeyeli.
Çok şükür şekillere takılmış değil, fikirlere bağlanmış bir sevgim var.

İki gündür sosyal medyayı özellikle takip ediyorum. Her gün "özgürlük", "bağımsızlık", "hak" diye dil dökenler nasıl oluyor da Atatürk'ü anmaktan çekiniyor? Birazcık tarih bilgisi yeter. Hadi o da yok, birazcık müze gezsinler, hadi sevmiyorlar, savaşı okusunlar sadece. "2.Cumhuriyetçiler"in, sermaye peşindekilerin tarihi yeniden yazıp, cumhuriyetin temelini kazan fikirlerine "ha" diye kanmasınlar. Dün gece facebook iletime de yazdım dayanamayıp:

"şair, şarkıcı, yazar, politikacı, aktivist vb. (çoğunu benim de andığım) herkesi anan, her türlü sosyal mevzuya yorum yapan "okumuş"ların, "görmüş"lerin, "Aman bize Kemalist" derler diye, "ulusalcı", "milliyetçi" görünmesinler diye, CHP zihniyetinden sanılmasınlar diye bu kadar emeği, bunca fedakarlığı, devrimleri görmezden gelip Atatürk'ü anmaması çok ilginç. "Ama o da şöyle yapmış, böyle yapmış" diyerek daha önce andıkları herkesi mükemmelleştiren çelişkiye de yorum yazmayım artık." diye.

Her gün maçları, dizileri, "ölüme yatanlar"ı konuşanlar, bağımsızlık için ölüme gidenleri, onlara bağımsızlık fikrini öğreteni nasıl anmazlar?
İşte şiirini yazdım, Turgut Uyar'ın ölüm yıldönümünde şiirlerini yazanlar, nasıl Atatürk için "minnet" içerikli bir cümleyi çok görürler?
Nasıl böylesine ikiyüzlü, nasıl bu kadar samimiyetsiz olabilirler?
Kim inanır bundan sonra onlara, andıklarını, gerçekten anlayarak andıklarına?

Tarihle oynayıp, her şeyi cımbızlayarak anlatıp onun ismini kirletmeye çalışanların tutturdukları "aslında o da diktatörmüş" gerzekliğine kapılıp, sonra da güncel konularda "vicdan" ağlaklığı yapanlar var ya, işte en çok onların aklı uzak olsun.
Uzak olsun...

4 Kasım 2012 Pazar

sakince.


Hayat mı öğretiyor, yoksa bazen öyle mi denk geliyor, bilmiyorum. Bu aralar sessizce bekliyorum. Coşku yok, heyecan yok, bıdı bıdı konuşmak yok. Sakin bir bekleyiş sadece. Akışına bıraktım, her şeyi kabullendim, bekliyorum.
Ya da içimde biriktiriyorum, bilmiyorum.