20 Kasım 2010 Cumartesi

bipolar haller içinde halim, seni sevmeye hüküm giydim

Tam 21 sene...

Şu an oturduğumuz eve Şubat 1989'da taşınmıştık. Demetevler'in yüksek apartmanlı karanlık kasvetli caddelerinden, daha yeni yeni yapılanan Dikmen'e...
Hayatımın aydınlık yüzü o zamanın Tanyeli Caddesi, sonranın Çetin Emeç Bulvarı.
Ankara'nın manzarası.
Ankara'nın Dikmen'i.

İlkokul 2'deydim taşındığımızda. Daha 8 yıllık kesintisiz eğitim gelmemişti ülkeye, ilkokulumda 3,5 sene okuyup Ayrancı Ortaokulu'na geçtim. Sonra ortaokul bölümü kapandı, sonra MLO lisesi oldu, sonra "süper" kısmını ayırdılar, sonra Anadolu Lisesi oldu, en son bıraktığımda okul aynı yerdeydi; ama ismi Hoşdere'ye taşınmıştı.
Birçok şey değişti elbette.
Ben ilkokuldayken bahçedeki çınar ağacı incecikti, 1.katta falandı boyu. Biraz önce camdan bakarken gördüm, çatı hizasında artık.

Daha o zaman hayatıma giren insanlar var, bir kısmının konumu değişti (çalışma masamın yeri-şekli gibi).
Bir kısmı hep aynı yerde kaldı (yatağım gibi)
Bir kısmını ben gönderdim (eskiyen eşyalar gibi)
Bir kısmı kendi gitti (kırılan eşyalar gibi)

Çınar ağacı gibi olsun istiyorum ilişkilerim, ölümsüz değil belki; ama uzun ömürlü ve sağlam...

Özlediğimde bunca dertlenmem ondan, bazı gidişleri hak etmiyoruz, hiçbirimiz...

1 Kasım 2010 Pazartesi

He ya, he!

Aslında benim ha bire yazasım geliyor; ama hiç vaktim olmuyor.
Sonra bi' gün kendimi bipolar uçların depresifinde hissettiğimde dayanamayıp yazıyorum, hep böyle dertli, duygusal yönlerim oluyor blogta.

Oysa eğleniyorum la ben.
Okuyorum, geziyorum, dinliyorum, izliyorum.

Niye hep böyle oluyor, misal şimdi eğlenceli şeyler yazasım var; ama ütü yapmam lazım. sonra iki tane yazı yazmam lazım, makale okumayı yarına erteleyeceğim sanırım.
Depresif olunca meşguliyetin bi' önemi yok tabii; ama manik olunca önce ıvır zvır işler.

Galiba ben bunalımlarıma torpil geçiyorum.