27 Temmuz 2009 Pazartesi

Heyecan Silsilesi

Yazın bunaltan sıcağında deli bir yağmur...
Beyaz - pembe kıyafetler...
Sarı bir şemsiye...
Diz dize vermiş sessiz sessiz konuşmalar...
Ağaçtan düşen, yapraklar böcekler, üstünden silkelemeler...
Yakın temas...

Yağmur hiç bitmese olmaz mı?

Gözlerimin içi gülüyormuş, öyle dediler. "Her zamanki halim" dedim (çok şükür!).
Bilmiyorlar ki içim gülüyor, gözler kalbin aynasıdır!!!

* * * * * *

UEFA Avrupa Ligi 3. ön eleme turu ilk maçı perşembe günü...

* * * * * *

Pazar da tatile çıkıyoruz :)

* * * * * *

Hayatımın en güzel yazlarından biriydi diye hatırlayacağım bu yazı, işte buraya yazıyorum!!!

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Gözlerim parlıyor bu gece....

Cır cır böcekleri ötüyor :) Onca trafiğin içinde nasıl bir dirençtir bu, nasıl bir inattır! Şehrin ortasında...
Farkındalar mı acaba, sesini açtım müziğin? Umurlarında mı acaba?

Duyuyor mu acaba insanlar, onca gürültünün içinde öten cır cır böceklerini?
Umurlarında mı acaba?

Benim de cır cır böceklerim var, karnımda bir yerlerde, duyabilene aşk olsun!

16 Temmuz 2009 Perşembe

...düş...

Yok yok yok...

Senden bir tane daha yok!
Gibisi de yok!
Düş gözümden artık, düş.

Aptalca bir şey yap, düş...
Ben düş'tüm zaten!

& & & & & & & & &

*"karmaşıktı duygularım
ne sen varsın ne ben varım
anlatılmaz bir düş gördüm
ellerimde güzel yüzün

bıçak sırtı uykularım
ne sen varsın ne ben varım
anlaşılmaz bir düş gördüm
her şey elimden düş-müş gördüm

dağılıp parçalansam da
derinden yaralansam da
uzun bir yol dönüşünde
çok şey yarımdı içimde

aman, oraya da gitsem bu kadar
buraya da gelsem bu kadar"

*Zuhal Olcay / Aşk'ın Halleri
Düş-müş

7 Temmuz 2009 Salı

"Rüzgar kanatlı atlılar gibi..."

Doğum günüm şerefine şımarsam olmaz mı biraz?
Sevildiğime, sevdiğime sevinsem... Sanal ya da gerçek gülücüklere boğulsam... Her telefon titremesinde "bu sefer kim" diye biraz meraklı, biraz hevesli keyiflensem...
Oyunlar oynasam, pastalar üflesem, raslantılara şaşırsam, yazılanlara duygulansam...
Sarılışlarla hayata sarılsam...

Bu gün şerefine biraz kendimi beğensem, "var mı ayol benden daha bir tanesi" desem...

Kelimelerle içime içime işledi sevdiklerim...
Ve daha güzel bir hediye var mıdır sevilmekten başka? Dahası, daha güzel bir hediye var mıdır, bütün o övgü sözlerinin dışında, anlaşılmaktan başka?

Ben yanlış anlatmıyormuşum, anlayan anlamasını bilmiyormuş meğer!!!

"Bendeki senden bahsedeyim biraz. İlk aklıma gelenlerden, mesela doğallığın, içtenliğin, sıcaklığın, güzel gülüşün, güzel düşünüşün, cesaretin, paylaşımcılığın, son dakika planlarin, geldiği gibi yaşaman, gittiğinde düşünmen, yine düşünmen ama hep düşünmen, sevdiğini, sevmediğini, hayatı, gerçeği, hayali; ve gülmen bir defteri daha kapatırken, ve gülmen tam ihtiyaç duyulmuşken, ve gülmen bu yazdıklarımı okurken…

Ve gülmen, bir yaş daha hem yüreğine oturmuş, hem seni kuş gibi hafifletmişken…


/…/


Hep gül, hep böyle güzel kal. Yaş dediğin nedir, biri gelir biri geçer; hayat kalır ve bir insana bu kadar mı yakışır?"

Çok eskiden söylediğim gibi;
"Var olmak algılanmaksa
Muhtacım bir ömür!"