22 Ağustos 2008 Cuma

' ' ' ' ' Yok Yok Yok Yok ' ' ' ' '

Yoksunum aslında senden
Yoksulluğum bu yüzden
Yoksuzum bile diyebilirim
Yok yere kederlerimden

Yokluk ekleri içinde olumsuzları seçmişim hep
Yoklamada hepsi "burada", kim ise
"Y O K"
Yokumsamak bile yetmiyor bu bedeli
Yok pahasına verdim işte beni
Yokçuluğum kendimsizliğimden yani

21 Ağustos 2008 Perşembe

Tekel




Işıklı şehrin terkedilmiş bir gökdeleniyim
Aslında koskocaman bir dünya içim
Ama uzaktan bakınca,
karanlıktan ibaretim

...Senden Başka Kimse(m) Yok...

"Kendi olarak, sana gelen-
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen-
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen-
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan- -
O, işte..."

Oruç Aruoba

17 Ağustos 2008 Pazar

Şefkat yağar gökten ve dağılır karanlık aniden...

Uykusuz gecelerden birinde daha, sadece yazasım geldi. Ne yazacağımı bile bilmeden klavyenin başına geçtiğime göre bir "kişisel not" özlemi içindeyim demek ki...
Umutsuzca direnirken gözlerim uykuya, hırkamın yüzümde bıraktığı izlere takılıyor parmaklarım. Nedense Edip Cansever şiirleri geliyor aklıma...Onun da olmuş ya hani, izleri yüzünden okunan yoklukları.
Belki izi kalan; ama acısı olmayan anılar peşindeyim. Kelimeler döktürsün içimden istiyorum yaşadıklarım, hüzünlü gülümsemeler yaratsın dudaklarımda.
Mümkünse sadece...
Özledim diye sızlasın da içim, uzaklık kilometrelerle sınırlı olsun...

Güneşe yakın vakitlerdeki konuşmalar geliyor gözlerimin önüne durup durup, sonra, bir bitirişin en doyumsuz anı olan sarılışlar... En özlenen anlarım oluyor bir anda. Neyin eksikse en önemli şey odur ya, ondan...
İçimdeki masumiyete tutunuyorum, kızgınlığı körüklemiyor, aksine bir kabullenişe bırakıyorum kendimi...
Gülünce gözlerim kısılmıyor benim, aynayla avunamıyorum.
Ne affediyorum, ne unutuyorum. En zor olanı yapıyorum ve vazgeçiyorum yaratılarımdan... Yırtıp atmak içimden gelmiyor, kırpma makinesinde kıyılışını izliyorum...

Yine de ne vazgeçilmez bir yaşantıdır, bir sarılışta kalmak ve dalmak uykuya...

Ve ne gariptir latince'de şefkat, beraber acı çekmek anlamına gelir... Arapça'da ise aynı kökten geldiği şafak ile ilişkisi açık değildir...

12 Ağustos 2008 Salı

İncelikler yüzünden...

Kabul olur mu sevgi, hiç emek vermeyince!?
Yok be zor değil, çok büyür isteyince
Git biraz düşün, bak ne haldeyim güvenince
Anlamam yakın, giden hiç dönmeyince

Ölsem de seni sormasam, umurumda olmasan keşke
Bitmedi savaş, mağlubuz bu derde…*






Çok düşündüm yokluğunda. Epeyce de okudum, yine yeni şiirler buldum kendime. Bu arada yazmayı bıraktım. En azından bir süreliğine… Önce sakinleşmem lazım!

Düşündükçe, hatalarımla yüzleştim. Öyle üzülmüştüm ki senle. Biliyordum ki, bir yerde üzüntü varsa, hata da vardır. Yüzleştim…
Tek suçlu ben değildim ama.
Senin de haklılığını kabul ettim. İnan, sen savunmamışsındır kendini kendine benim savunduğum kadar. Gerçi ben gibi kızmamışsındır da. Zaten eminim kendine bile, bana davrandığından iyi davranmışsındır.

Sen yokken (ne zaman oldun ki aslında, kısa birkaç an dışında), o kadar çok vurdum ki kendime, sonunda yoruldum. Uzak sözlerin asılı kaldı havada, ben bitkince yığılırken olduğum yere. Her şey uçup gitti, sadece suskunluğun kaldı bana….

Çok kabaydı çektirdiğin bu sancılar. Senden daha ince bir acı beklerdim açıkçası. Herkesin yapabileceği gibiydi, sıradandı, yakıştıramadım; ama acıdım.

Tabii bol bol da özledim. Mekanik bir sesle avundum içim sızlarken. Yetmedi. Hayaller kurdum, geçmedi. Ona da alıştırdım kendimi; yetmemesine, geçmemesine, öyle yaşamaya…. Öğreniyorum.

Demem o ki, çıkarttım seni içimden. Öyle kısa zamanda öyle hızlı kök salmıştın ki, öyle güçlüydü ki tutunuşun… Öyle sevmiştim ki içimdeki sen ağacını… Hâlâ kanıyorum. Pansuman da yapmıyorum, kendimi de tutmuyorum. Böyle büyük sevginin böyle sancısı olur dedim, bıraktım kendimi. Kimse bilmedi, çıkarcı bir belediyenin söküp yerinden ettiği ağaç gibi unutuluyorum…
İçimdeki seni kan kaybından kaybettim, ardından ağlamıyorum.
Artık kalbim hiç odacıklı…

Şimdi o koca boşluk dolar mı, bilmiyorum. Ne ilksin bir gidişte, ne de tek. Ama ayrıydın ya içimde, yazık oldu, ona yanıyorum!

Yine de umut hep vardır, değil mi?
Dışarıda hayat var, öyle değil mi?


*Mustafa Sandal (Mağlubuz)

9 Ağustos 2008 Cumartesi

329 ay....

www.hediyedenizi.com/DogumGunu/dogum_gunu.php
linkini tıkladığımda karşıma çıkan sayfada bunlar vardı:

09 Ağustos 2008
12:16 itibarı ile

05 Temmuz 1981
Bir Pazar günü dünyaya geldin
Sen doğalı 329 ay geçti
Sen doğalı 1.413 hafta geçti
Sen doğalı 9.897 gün geçti
Sen doğalı 237.540 saat geçti
Sen doğalı 14.252.416 dakika geçti

Sen doğalı 855145??? saniye geçti [okurken saniyeler geçmekteydi hızla...]

Şu anda 27 yaşındasın
Bir sonraki doğum gününe 329 gün var
Bir sonraki yeni yıla 144 gün var
Hicri takvime göre doğum tarihin 3 Ramazan 1401
Tahmini ana rahmine düşme tarihin 27 Eylül 1980

Ortalama Türk kadını ömrüne 44 yılın kaldı
Ortalama gelişmiş ülkelerdeki kadın ömrüne 52 yılın kaldı


Senin yaşına eşit bir ördek 7 yaşında
Senin yaşına eşit bir keçi 5 yaşında
Senin yaşına eşit bir kedi 14 yaşında
Senin yaşına eşit bir at 15 yaşında
Senin yaşına eşit bir balina 138 yaşında

[gençmişim daha...]

Yengeç burcundansın
Burç taşın Yakut




Burç Uyumları
Akrep, Yengeç ve Balık burçlarıyla uyumun çok iyi.
Aslan, Başak, Boğa ve İkizler burçlarıyla uyumun iyi.
Yay ve Kova burçlarıyla uyumun orta.
Terazi, Koç, Oğlak burçlarıyla uyumun kötü.

[oysa ki iyi anlaşırım oğlaklarla, değil mi dostum? :) ]

Burcuna göre çiçeğin Akdeniz Lalesi:
Akdeniz'den gelen anemon güçlü renkleri ile yengeci büyüler. Yengecin yaşam tarzında olduğu gibi anemonlar da kendilerine özgüdür. Rahatsız edilmeden küçük gruplar halinde yetişirler. Küçük veya taşlı bahçelerde.

[Şöyle bir şey:]























Yengeç burcunun gök cismi: Ay: Hislerin temsilcisi...

Kader Sayın 4 (Duvarcı)
Yasam carkinizin sayisi kareyi simgeliyor. Bu adalet ve esitlik demektir. Siz ise bu karenin tam ortasinda dort tarafiniz cevrili oldugu icin kipirdayamiyorsunuz. Biraz da hareket ve renk lazim degil mi hayatinizda? Sadece yukariya dogru gelisebiliyorsunuz. Kare yasamin tum pratik yonlerini temsil ediyor; ama olaylara degisik acilardan bakmayi basaramiyorsunuz. Yasam carkina gelecekte olacak iyi seylerin temeli diye de bakabilirsiniz. Sabirli ve sebatli birisiniz calismaya her an hazirsiniz. Aynen bir duvar ustasi gibi araclariniz; mantik ve yontemdir. Sizin icin belirli kaliplar var, onlarin disina cikmayi ise hic akliniza getirmiyorsunuz. Sadik ve guvenilir bir kisisiniz. Ancak muhafazakarlik sizi kisitliyor. Ayrintilar ise sizin bazi cabalarinizin sonuclanmasini engelliyor. Kendi fikirlerinizi baskalarina zorla kabul ettirmeye calismazsaniz ilerlemeniz daha kolay olacaktir. Bir sanatcinin ya da mimarin size kavram olarak sundugu bicimi, tum ayrintilari ile gozunuzde canlandirabilirsiniz. Bundan sonra da kendi pratik yaklasiminizla projeyi kagida dokebilirsiniz. Kimse sizin icin "gorev ve sorumluluklardan kaciyor" diyemez; cunku nerede guvene ihtiyac varsa orada sizi buluyorlar.

Dogum gününüze göre hangi hayvansın? (Fare)
Sessiz sakin; ama çok zekisiniz.
Dost canlısı, sevilmeyi bekleyen tavırlarınız ilgi çekiyor.
Küçük bir arkadaş grubu size yetiyor.
Fazla popüler olmasanız da yakınlarının el üstünde tuttuğu birisiniz.

Burcunuza göre tatil seçeneğin;
Duyarlı Yengeç insanları en çok su kenarında tatil yapmaktan mutlu olurlar. Yengeç burçlarının çoğu evlerinden fazla uzaklaşmak istemezler. Evlerine yakın deniz, göl kenarları, onlar için ideal tatil yerleridir. Büyük lüks oteller yerine küçük oteller, içinde mutfağı olan bungalovlar sakinliği seven Yengeç insanına hitap eder. Tatilde, o yörenin pazarından aldığı sebze ve baharatlarla yemekler yapabilirse çok mutlu olacaktır. Kendini ne kadar çok evinde hissederse, gittiği yerde o kadar çok rahat eder. Tutumlu Yengeç fazla para harcamayı sevmediğinden hesaplı turlarla tatile çıkmak ister.
Ailesine bağlı Yengeç burcu, büyük dedelerinin doğduğu yerlere gidip köklerini araştırmaktan heyecan duyacaktır. Aynı şekilde Mekke, Kudüs, Tibet gibi dinlerin doğduğu ya da Kapadokya, Roma gibi dini yerlerin bulunduğu bölgeleri ziyaret etmekten de zevk alacaktır.
Bir Yengeç için tatilde ne yaptığı ya da ne aldığından çok neler hissettiği önemlidir.

Burcunuza göre şarkı; Ahh en duygusal burcumuz evine bağlı sağdık aşk perisi, prensi modundaki yegane burç yıldızımız. Sen en güzeli kendine durmadan MFÖ den "sarı Laleleri" uygun gör. Şahsen biz çok uygun gördük...

Burcunuza göre internet alışkanlıkların; eee artık yorulduk bu burcun duygusal krizlerinden. Msn aleminin en sulu göz zodyağın en karamsar burcudur. Gothic resimlerle avatarını süslerken Spacesnde, blogunda hayata hep bir isyan, hep bir dert yanma havası içine düşmüştür. Beklentileri sabittir. Bir gün bu sanal illetten kurtulacağına inanır.

Burcunuza göre giyim tercihlerin; Duygusal bir yapıya sahip olan Yengeç burcu kadınları genellikle açık renkleri tercih ederler. Aksesuar kullanmaya bayılırlar. Küpe, kolye, zincir ve kemer düşünüdürler. Çok çılgın giyinmeyi severler.



Korkuların; Başına bela gelme korkusu. Başına her şey gelebilme ihtimali korkusu




Sen doğduğunda cumhurbaşkanımız Kenan Evren idi. [Darbe çocukları...]

Sen doğduğunda başbakanımız Bülent Ulusu idi.




Doğduğunuz yıl asgari ücret: 10.000 TL

Sen doğduğun gün Amerikan Doları 113,02 TL idi

Sen doğduğun gün Alman Markı 46,82 TL idi

Sen doğduğunda 200 gr ekmek 3 Lira 70 Kuruş du




Doğduğun günün Hürriyet Gazetesi, Time Dergisi, Rolling Stone ilk sayfası :






















































1980-1981 sezonunun şampiyon takımı Trabzonspor, gol kralı Bora Öztürk (Adanaspor) 15 gol
1981-1982 sezonunun şampiyon takımı Beşiktaş, gol kralı Selçuk Yula (Fenerbahçe) 16 gol


Sen doğduğun gün gökyüzünde ay tam olarak böyle görünüyordu,

















Senin doğduğun tarihte bunlar oldu

05/07/1811 Venezülla Bağımsızlık Günü. Simon Bolivar, Venezüella'nın İspanya'dan bağımsızlığını ilan etti.


05/07/1889 Fransız şair, romancı, ressam ve film yönetmeni Jean Cocteau doğdu.


05/07/1911 Fransa cumhurbaşkanı (1969-1974) Georges Pompidou doğdu.


05/07/1924 42 ülkenin katıldığı Olimpiyat Oyunları günü Paris'te açıldı. Almanya olimpiyatlara katılmadı.


05/07/1932 Portekiz'de faşist rejimin başkanlığına Antonio de Oliveria Salazar getirildi.


05/07/1938 Türk Birlikleri Hatay'a girdi. Fransızların ilan ettiği sıkıyönetim kaldırıldı.


05/07/1939 Enver Paşa'nın çocuk ve torunlarının vatandaşlığa alınmaları ve yurda dönmelerine izin veren yasa çıktı.

05/07/1939 Valilerin Cumhuriyet Halk Partisi il başkanlığı görevlerine son verildi.


05/07/1945 İngiltere'yi 2. Dünya savaşında zafere götüren Winston Churchill seçimleri kaybederek başbakanlıktan ayrıldı.


05/07/1946 Fransız modacı Louis Reard, iki parçalı mayoyu tanıttı. Mayonun adı, Amerika Birleşik Devletleri'nin atom bombası patlattığı Pasifik'teki Bikini Adası'ndan geliyor.


05/07/1950 Radyoda dini program yayınlama yasağı kalktı.


05/07/1952 7. Uluslararası Kadın Hukukçular Konferansı İstanbul'da başladı.


05/07/1954 Memur Tasfiye Yasası, çıktı. Artık; memurlara bir süre için işten el çektirebilecek ya da emekli edilebilecek.


05/07/1961 Fransız askerleri Cezayir'de göstericilere ateş açtı; 80 ölü.


05/07/1964 Emekli Albay Talat Aydemir idam edildi. Aydemir, 22 Şubat 1962'de darbe girişimi nedeniyle emekli edilmişti. Aydemir, girişimini 21 Mayıs'ta tekrarlayınca yargılandı, idama mahkum oldu.


05/07/1967 İsrail Savunma Bakanı Moşe Dayan 5 Temmuz 1967'de , Gazze'yi ilhak ettiklerini açıkladı.


05/07/1971 Gazeteci İlhan Selçuk ve Oktay Kurtböke birer yıl hapse mahkum oldu.

05/07/1971 Türkiye'nin Ortak Pazar'a geçişini öngören katma protokol Meclis'te kabul edildi.


05/07/1973 Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) "Eurovizyon Kulübü" üyesi oldu. Artık dünya olaylarını naklen yayınlanabilecek.


05/07/1974 Bakanlar Kurulu Türkiye'de haşhaş ekimi yasağını kaldırdı. 7 ilde haşhaş ekimi yapılabilecek. Karar Amerika Birleşik Devletleri'nin tepkisine yol açtı. Başbakan Bülent Ecevit "Nerede ne ekeceğimize kimse karışamaz" dedi.


05/07/1976 Devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması mücadelesi çerçevesinde; Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) yönetimi "Devlet Güvenlik Mahkemeleri sıkıyönetimsiz sıkıyönetim demektir" uyarısında bulundu.


05/07/1977 Pakistan Genelkurmay Başkanı Ziya ül Hak darbe yaptı ; Başbakan Zülfikar Ali Butto tutuklandı.


05/07/1978 İstanbul'da Atatürk Eğitim Enstitüsü müdür yardımcısı vurularak öldürüldü, Şehremini'de bir kahve tarandı; 3 kişi öldü, Ankara Valiliği polis dernekleri Pol-Der ve Pol- Bir merkezlerini kapattı.


05/07/1984 250 milletvekili silah almak için başvurdu.


05/07/1987 Profesör Dr. İdris Küçükömer öldü. Yön ve Ant dergilerinde yazdığı yazılarla Türkiye'de kapitalist gelişmenin çarpıklıkları ele alan Küçükömer, devletin "despotik" niteliğinin "sivil toplum"un gelişmesi önünde en büyük engel olduğunu savundu. Osmanlı Devletinin toplumsal formasyonu konusunda "Asya tipi üretim tarzı" kuramını gündeme getirdi.

05/07/1987 Avusturya polisi Viyana'da bulunan Alpaslan Türkeş'ten ülkeyi derhal terk etmesini istedi. Türkeş Viyana'dan Paris'e geçti.


05/07/1988 Bakanlar Kurulu Fethiye, Gökova, Köyceğiz ve Dalyan kıyılarını özel koruma bölgesi ilan etti.


05/07/1991 Mesut Yılmaz hükümeti 153'e karşı 265 oyla güvenoyu aldı.


05/07/1993 Tansu Çiller hükümeti 184'e karşı 247 oyla güvenoyu aldı.


05/07/2000 Kapatılan Refah Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan'a "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan verilen 1 yıllık hapis cezası Yargıtay'da onaylandı. Necmettin Erbakan ömür boyu siyasi yasaklı oldu.

1 Ağustos 2008 Cuma

"Bilge" bir adamdan...




"sen ağaçtan sen ağaca koşuyorum
aradaki pusarık bataklıkta ayrışıp yıvışan günlerin hiçliğinde..."

**************************************************************************************

"senin yanımdasızlığın bir silik suskuydu.
günsüz karanlığımın keser açardı kapısını
sesin, yüzün, yürümen...
çıdamlı, dümdüz uzanan
uçsuz bucaksız, engebesiz bir düzlükte üstüme bir çığ gibi geldin
kendine kattın beni.."

**************************************************************************************

"kolum koluna değmesin diye uğraşmak hepsi bu.
oysa kolum değmesin diye uğraşırken istediğim tek şey onunla yatmak onunla uyumak ondan önce uyanıp oyanışını görmek.
gözünü açmadan önce derin bir soluk alırken yanıbaşında durmak.
açılan gözlerini bana çevirmeden daha öpmek!"

*************************************************************************************

"baygındım / ölüydüm /yüzüyordum mor bir suda /
gözüm kapalıydı / konuşmuyordum /
oyun bitmez ki diyordum / vezire çıkıyordum /
vezirleri benimdi yeşillerin / almıştım /
alıyordum artık / karşı karşıya gelmiştik /
oyun bitmez ki bitmez ki bitmez ki..."